Yazar 16:10 Hikaye 105

SORDUN MU HALİL ABİYE?

“Halil Abi dışardakilerin içerde olanlardan ayıran özellik nedir ?”

“Dışardakiler Mustafa üşütmüştür sadece. İçerdekiler ise griptir.”

Bazen hiç açık konuşmuyorsun Abi. Dediklerini anlayabilmem için ömrümü tüketmem lazım.

“Ben gerçeği özüyle aktarıyorum Mustafa. Sen sadece bunu görmek istemiyorsun. Doğruluğun hakkaniyetine saygısızca davranıyorsun. Kokuttuğun havayı soluyorsun. Nasıl hareket edeceğini, davranacağını bile kestiremiyorsun. Aslında sen tam bir sert taştın Mustafa. Sakın küçümseme taşı Mustafa. Ama kendine bunu yapabilirsin. Çünkü kaya gibi sağlam değil taşın.”

Halil Abi öğütlerini sonraya sakla. Ben kaçtım. Yarın gene aynı yerde görüşürüz. Başka bir şey demeyeceksin artık sanırım.

“Yok demeyeceğim. Her gün bu nehrin karşısında duran tek bankta oturup seni beklerim. Lakin senden tek isteğim sana yaşatmadığımı bana yaşatma Mustafa. Görüşürüz.”

Mustafa kasabadaki kestirme yolu kullanıp evine varmayı dört gözle bekliyordu. Annesinin ona yaptığı yemeğin kokusunu,evinin huzurunu ve tabii ki gönlünün çiçeği Ecir’i görmeyi içten gelen umutla bekliyordu.

Vardı evine. Ama Ecir ortalıkta görünmüyordu. Ona söz vermişti. Bekleyecekti kapısının önünde. Mustafa’nın içine aniden bir kurt düştü. Hemen Ecir’in evinin yolunu tuttu. Mustafa ilerliyordu. Birden dumanların yükseldiğini gördü. Koşmaya başladı . Dumanlar Ecir’in evinden yükseliyordu.

Ecir ! Saliha teyze !

Herkes elinde su kovalarıyla yangını önlemeye çalışmıştı. Mustafa büyük bir şokun etkisindeydi. Onu köylüler sakinleştirmişti .

Saliha teyze kurtarılamamıştı . Ecir ise kıl payı kurtarılmıştı ama çok fazla yanıkları vardı. Özellikle yüzü tanınmayacak hale gelmişti. Hemen en yakın hastaneye götürdüler . Musatafa şokun etkisinden halen çıkamamıştı.

Köyün muhtarı Ali Bey, Mustafa’yı evine kadar götürmüştü. Annesi ne olduğunu sordu muhtara.Muhtar ne diyeceğini bilmiyordu. Saliha teyze öldü mü dicekti ? Otuz senelik arkadaşın öldü mü dicekti ? Onun kızının tanınmayacak hale geldiğini mi anlatsaydı. Hangi birini ? Öyle anlar gelir ki bazen tüm dünyanın batışını seyrederiz orda.

Ve dökülmeyen sözcükleri ağzından kaçırırcasına boşalttı.

Meryem donakalmıştı. Artık tüm dünya ölmüştü onun için…

Ecir ağır dereceli yanıklarla hastanedeki tedavisi bitmişti. Meryem teyzelere getirmişlerdi. Yüzü tanınmayacak haldeydi .Ecir, dillere destan güzelliği yok olmuştu. Mustafa yanı başından ayrılmıyordu. Ve birden uyandı gönlünün çiçeği.

Ecir, Mustafadan ayna istedi ısrarala .Mustafa ikna olmuştu. Verdi aynayı. Ecir tek kelime etmeden yansımasına baktı ve tek gözyaşı dökmeden bıraktı aynayı yere .

Mustafa dedi : ” Şimdi sen bu ruhsuz yüzlü kızı mı seveceksin.”

Mustafa ani bir çıkışla : “Ben sen olanı seviyorum Ecir. Yansımanı değil.”

Ecir tek kelime etmeden evine gideceğini söyledi. Mustafa izin vermese bile,kimse tutamazdı onu.Gitti.

…..

Mustafa her gün Ecir’in kapısının önünde bekliyordu. Ecir açmamakta ısrarlıydı kapıyı ama Mustafa daha inatçıydı ondan. Böyle devam etti bu . Bir gün Mustafa artık dayanamayıp kapıyı kırdı. Ve o an Mustafa için hayat yeni başlamıştı. Ecir kendini asmıştı . Tüm yansımasına gölge düşürmüştü .Oysaki tüm güzellikler geçiciydi zaten. Önemli olan kalbimizin güzelliğiydi . Kalbimiz temiz olmadıkça dıştan ne yazar bize geçici güzellik .

Herkes mezarlıktan ayrıldığında,tek Mustafa kalmıştı. Annesi de gitmişti.”Ah kalbim! Bana yüce gönlümün saadetini nasıl elimden aldın. Ah hayat ! Neden bu dayanılamaz acıyı bana yaşattın,”dedi ve tüm gerçeklerle yüzleşti. Halil abiyi unuttuğunu fark etti .Hemen buluştukları aynı yere gitmeye koyuldu. Oradaydı Halil abi…

Oturdu yanına ve yaşananları içten bir şekilde anlatmaya başladı .

Mustafa,sordun mu Halil Abiye ? Ben neden sert taştım. Sormadın Mustafa . Şu an işte taşın kaya gibi sert. Yere sağlam basacak. Biliyor musun Mustafa ? Senin dalın başkası değildi ki tekrardan tutasın. Her zaman yanında olan kişi sensin Mustafa . Benden kaçtın. Ben yürüyordum sen arkamdan beni tanımayarak takip ettin Mustafa . Ah Mustafa ! Sormadın ki Halil Abiye ?

“Halil Abi “,dedi Mustafa son kez : Yaşayanlarda hayattayken ölür mü ? “

“Hayır Mustafa. Ölmez. Sadece ölenler arkasından bıraktığı yaşamsızlıklarıyla ölür.”

Close