Yazar 16:00 Şiir 101

TANIK

Bazen ne olsun, nasıl olsun
sorularıyla boğuşuyorum.
Kendimden kaçarken,
Yine kendime çarpıyorum.
Tanıdıklar topluyorum acıma.
Islanan kirpiklerim bir tanık,
Sürekli bakıştığım tavan,bir tanık.
“Şu duvarların sesi olsa da
konuşsa” denir bazen.
O da başka bir tanık.

Gitmeler çekiyor canım
Öyle bir gitme ki, dönüşü yok.
Tüm gürültülerden ve kavgalardan,
Tüm yanılgılardan uzakta bir dünyaya.
Aramak, her zaman bulmayı getirir mi?
Yolda olmak, her zaman götürür mü bir yere?
Şimdiler de yollar bile kapanıyor içimde
İçimde, başka bir diyarın kapısı var sanki.
Açsam ya o kapıyı,
Başka bir diyar, başka bir düş kursam
Mümkün değil mi tanık olmak mutluluğa?

İnsan doğar, insan büyür
İnsan, tanışır acının da en koyusuyla.
Hepsi, en derinlerine işler
daha doğmadan evvel.
Yeni bir nefes, yeni bir hayat,
Getirir insan doğduğu eve.
Doğduğumuz evlerde yazılıyor kaderimiz.
Kader ki, seçimler çoktan yapılmış
bizim yerimize.
Kim olduğuna, nasıl olduğuna,
Kim olacağına, nasıl olacağına
İçimize yerleşen, ezberletilen bilindik,
Taze duygular öğretiyor.
İnsan, o zaman tanık oluyor hayata.

Bir gün mutlaka arar bulur insan
Yakasına yapışmış bir alacaklı gibi,
Sorduğu soruların cevaplarını.
Yaşamın anlamına, yaşayarak tanık oluruz.
Ne olur, arayıştayken ayrılığı bulmayalım.
Ayrılık, acı terazisinde hep ağır basan tarafsa,
Dengeyi kurabilmek için, bize sevgi lazım.

Sevgi lazım tanık olmak için,
Aşkın da en koyusuna.
Sevgi lazım, bir çiçeğin toprakla
ilk buluşma anında ki gibi can suyuna.
Bizi sevgi kurtarabilir,
Sevgi, çekip çıkarabilir en kötücül duygulardan.
Hepimiz bir şekilde tanık oluyorsak hayata,
Ayna oluyorsa insan, insana,
Beni bu alem de yalnız bırakma.

Close