Yazar 18:05 Şiir 101 • 2 Comments

7 Dalgın Nokta

“Bir ölü gibi nasıl yürür insan ?”derse 11a sınıfındaki öğretmen
Dersten bi haber öğrencilerine
Mahşerde benim hayatımı izlerken öğrenecekler
Bir ölünün düşüncelerinin, karmaşıklığın ortasında kaybolmasının ince sızısını
Görecekler donuk gözlerimde
Öylesi umursamaz yürür ki ölüler
Gökyüzü tek gerçekliktir onlarçin
Çünki şehrin insanın gözleri
Parlak tabelalardan
Araba farlarından
Bağıran insanlardan
Ulaşamaz gökyüzüne
Göremez gökyüzünün hangi renkle varolmak istediğini
Kuşlar uçar ölü insanların üstünden
Bazen bir serçe
Bazen aralarından bir lideri belirleyip onun peşine koyulan bir karga sürüsü
Ölü insan yürürken İsmet Özelin ritmiyle
Bekler
Önündeki çocuğun adımlarını izler
Ve ölü insanın dudaklarını genişleten tek şey
Bir kuş sürüsünü peşine takan bir çocuktur
Balık tezgahları
Alüminyum doğramacılar
Ve üzerindeki bakışlara bile aldırmaz insan
Yüzünden bacaklarına doğru inen
Aşağılayıcı bakışlara bile
Gökyüzüyle cevap verir
Ölü insanlar yaslarından yaslarına koşarak tamamlarlar yaşamlarını
Yaşamanın hüznüyle, ölümün gerçekliği karşısında
Bir ölü gibi yürümek
Onların şifacısıdır
Ve ölmek
Onların korkuları içre saklıdır

Ömrünce yas tutan insanlara hayretlendim
Ömrü boyu bir eylemi süregetirmek çünki
Farklı bir büyü
Farklı bir varoluşun sancısıdır
Sen varken
Düşüncelerinin, hayallerinin çekip gitmesi
Terketmesidir bir masanın ortasında
Nadir görülen bir şeydir benim yüzüm
Ben varolduğum vakit sığmam hiç kimselere
Evlere, arabalara, bankalara
Yalnız şiirler avutur beni
” Şiir bir zümreyi toplamak için önemlidir. ” diyorum kendimce
Yoksa toplaşmak için yüreği ince iplerden yapılma
Acılarıyla boyanma yürekleriyle yaşayan insanlarla
Onların varolduğunu bilmek ne mümkün?
Ne mümkün avutmak kendini
Sığmadığın evlerde
Sığmadığın yüreklerde varolmaya çabalamaya
Yani diyorum
Aynada bakarak kendime
Düşüncelerin yarattığı koca boşluk
Nasıl kapanacak şimdi?

Close