Yazar 18:21 Deneme 103

MEKTUPLAR DİNLEDİM RADYODA

Mektuplar dinledim radyoda,
sürgünlerden mektupları,
sürgünlere mektupları.

Ey ana,
suçumuz ne?
Ölürüz iki kez:

Bir kez hayatta,
bir kez ölümde.

Ana, canım ana,
bu satırları yazdığım ana,
hangi postacı getirecek sana bu mektubu?
Kara yolları kapalı,
hava yolları kapalı,
deniz yolları kapalı.
Ufuk gibi.

Anam, babam, kardaşlarım, dostlarım,
belki sağsınız,
belki ölü.

Filistinli şair Mahmud Derviş’in  “Sürgünden Mektup” isimli şiirinden alıntı yaparak başlıyorum derdimi anlatmaya. Biliyorum bir çare olmayacak Filistin’in 73 yıllık kanayan yarasına ama duyarsız da kalamam zalimin zulmüne.

İbrahim aleyhisselam, zalim Nemrut tarafından  ateşe atılınca karınca ağzında bir damla su ile  ateşi söndürmeye gider. Senin taşıdığın bir damla su ateşi söndüremez ki dediklerinde karıncanın cevabı manidardır: Ben tarafımı belli ediyorum, İbrahim aleyhisselamın yanmasını istemiyorum. O ateşi söndürmek isteyenlerin tarafındayım “ diye cevap verir. “Tarafsızlık ahlaksızlıktır”  sözünden yola çıkarak biz de karınca misali tarafımızı belli etmeliyiz. Zalimin mi yanındayız mazlumun mu? Nerede, kimin yanında saf tutuyoruz, kendimize/kalbimize soralım.

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir”  Hadis-i Şerifine göre zayıf ve aciz bir kul olarak hiç olmazsa kalbimizle zalime buğz edip,  Filistinli mazlum kardeşlerimizin yanında saf tutarak, onlar için dua etmeliyiz.

Filistin’in yıllardır verdiği mücadeleyi kronolojik olarak sıralamaya gerek duymuyorum, isteyen gerekli bilgiye ulaşabilir. İsteyen Filistin’de katledilen masumların, kadınların ve çocukların videolarını da izleyebilir. Kimseyi eleştirmek değil niyetim ancak kendi içimize bir bakalım istiyorum. Bir iki gün sonra gündemimizden düşecek olan Filistin ile ilgilli ne hissediyoruz? Filistin ve Kudüs  bizim neyimiz olur ?  Duyarsız kaldığımız, kafamızı kuma gömdüğümüz, gözümüzü kapatınca gece sandığımız gerçeklerle ilgili biraz empati yapalım diyorum. 73 yıldır her gün ölüme elindeki taşlarla direnen bir ülkeyi düşünelim. Bir de 15 yıldır dünyanın en büyük  açık hava hapishanesi olan Gazze’yi düşünelim: “Kara yolları kapalı, hava yolları kapalı, deniz yolları kapalı, Ufuk gibi.”

İnsanlığımızın bir gereği olan vicdanımızı ve merhametimizi ortaya koyarak empati yapalım, duyarlı olalım ve tarafımızı belli edelim. Sonra dualarda birleşsin eller  ve yürekler…


Close