Yazar 19:34 Deneme 103

Vahşinin Savunması

Homosapiensler yerleşik hayata geçtiğinden, diğer insanlara muhtaç ve onlarla bir alan paylaştığından beridir ilişki kurması zorunlu hale gelmiştir. Bu ilişkiler her zaman çoğrafi refah düzeyleri, dinamik ahlak yaptırımları ve güçü elinde kim tutuyorsa onun şişkin parmaklarıyla ayırdığı sınıflarla basit görünümlü ama bir o kadar kompleks olmuştur. Böyle nüksettiğinden beri yaşamak, düzene karşı olmak apayrı bir meşgale , düzenden olamamak apayrı bir zor olmuştur.

Toplum çok sever ayırmayı, paramparça etmeyi dogma harici her şeyi ve linç etmeyi. Bu güdüler altındaki dürtü şüphesiz korkudur. Var eden nefreti, var eden kini, var eden silahları aynı korku, düzenin bozulması. Kestiği bedenin altında yatan o refah, kanın içinde duyduğu vicdandan kilometrelerce uzakta ve daha dinç. Tehditti ve öldü, suçluydu toplum adına, ben değil, o öldü. Öldürebilirdi belki beni bir kılıç bulsa, ama bir çocuk kılıç tutabilir miydi ki ?

Hadi diyelim bir toplum diğer bir toplum için tehdit oluştursun. Asırlarca bilesinler karşılıklı kemiklerini ve okyanuslarca kan oluştursunlar alınlarındaki kesiklerde. Paktlar imzalanana yahut tek bir çocuk kalmayana kadar deşsin birini ve biz bunu susup izleyelim. Hatta onlar gibi diyelim ki bu çocuk büyüyecek günün birinde ve o da bir meç yapacak annesinin kanından ya da bir at satın alacak en yakın sahadan, ve dört nala sürecek intikamına ve gayri meşru olsun her şey. Biz de diyelim ki şimdi öldürebilir çocuğu izin verildi, çünkü o bir katil tohumu çiğner. Veliahttıdır akacak kanın ve kan susacak, o son kan ile. Böylece kapatalım bu bahsi de, peki ya bu çocuk hiç bilmese akan kanı sonu yine aynı mı ola mıydı ki.

İşte bütün bunlarla başlayan dışlanma, bir bireye karşı duran, ona katil gibi davranan bir toplum, o bireyi şüphesiz katil kılar.
Bir davranışa mahsur kalan o davranışa layık olmak ya da yaşamak için bu davranışla hırslanır, vahşileşir ve sonunda o olur. Yaşamak bin türlü zulümle, yaşamak bin türlü kesik ve diş izleriyle, yaşamak hektarlarca dert, konuşacak kimse olmadan, öpebilecek bile bir dudak bulamadan yaşamak insanın derisini taş kılar. Emin olun o çocuk şüphesiz kanını doğrarken ekmeğine artık kana susar elleri. Çünkü yaşamak sadece hayatta kalmaya çalışarak, can almaktır canın elinden alınmasın diye. Bir toplum bir bireye düşman oldukça, adalet zulüm göreni gözetmedikçe, yaşamak bir kan tangosudur. En haklı ölmek, ölmüş olmayı değiştirmez.

Toplumun dışlayarak yaşamını zorlaştırdığı birey, toplumun yaşamını zorlaştırmaktan çekinmez. Katleder, örgütleyebilirse örgütler, düşmanın açığını kollar ve mümkün olduğu şartta toplumun katmanlarını tahrip eder. Bireyin yaşamı kısıtlanırsa, birey adaleti, adil olmayan her şey ile sağlar.
Peki ya bu adil midir?

Close