Yazar 18:27 İnceleme 104

TUT ELİMDEN ROVNİ TİYATRO OYUNU İNCELEMESİ

1970 yılında Aziz Nesin tarafından kaleme alınan ”Tut Elimden Rovni”; akrobat bir çiftin evliliğini konu alır. Nesin; Mela ve Rovni’den yola çıkarak tüm ikili ilişkileri ”denge” unsuru ile birer cambaza benzetir. Yazdığı eser 6 Şubat Pazar günü Cadde Bostan Kültür Merkezinde tiyatro oyunu olarak sergilendi. Canımın içiyle izlediğimiz oyunu incelemek ve yorumlamak için bu yazıyı kaleme alıyorum.  

Kemal Başar’ın yönettiği Tut Elimden Rovni oyununda  Mela rolünü Cansu Tekoluk, Rovni rolünü ise Savaş Alp Başar sergiledi. Öncelikle değinmek isterim ki oyunun başından sonuna kadar sergiledikleri oyunculuk beni son derece etkiledi. Mela’nın yüksekte saçından asılmış halde olduğu halini Cansu Tekoluk, öyle gerçekçi canlandırdı ki, bize boğulma, korku halini yansıtması ve Rovni rolünde ki Savaş Alp Başar’ın öfkeyi, nefreti, yorgunluğu, tahammülsüzlük halini çok iyi yansıtması takdire şayandı. Kullanılan müzikler de çok yerinde ve insanı hikâyeye katan türdendi.   

Mela ve Rovni 10 yıldır birlikte olan akrobat bir çift. Aslında Mela bu işi Rovni istediği için öğrenmiş ve meslek edinmiş. Rovni’nin işten başka bir şey düşünmediğini, hayatının merkezine sadece işini koyduğunu, bir insanın kocası için yapabileceğinden fazlasını yapıp, büyük bir fedakârlık örneği göstererek akrobat olduğunu ama yine de Rovni’yi mutlu edemediğini ve yetersiz geldiğini düşünür. ‘İstiyorsun, hep istiyorsun. Ama ne istediğini bildiğin yok. O ne olduğunu bilmeden istediğin şeyi versem sana, sen daha başka bir şeyler istersin, sonra daha başka şeyler.’ diyerek bunu dile getirir oyunda.  

Rovni ise Mela’nın işine saygı göstermesi gerektiğini, defalarca kez tekrarladığı gibi gösteriden önce içmemesi gerektiğini söyler. Mela bunu sağlığını düşündüğü için değil gösteri için söylediğini bilir. En azından öyle bir önyargısı vardır. Rovni her zaman daha fazlasını ister. Daha fazla yükseğe çıkmak, daha fazla alkış. Gelen seyircileri kendine bir tür düşman da edinir ayrıca. Çünkü tahmin eder ki eğer o yüksekten düşerlerse gösteriye gelenlerin önce bakamayacaklarını sonra da yana yakıla her yerde nasıl düşüp, kanlar içinde paramparça kalacaklarını anlatacaklarından emindir. İnsanların izlerken düşseler keşke dileğini hisseder. Bunu beklediklerini bilir. Her bir gelen alkışta aslında gizli yatan anlam onun için budur. O da onlara inat hep daha fazlasını ister. Aslında o da en az Mela kadar yorulmuştur. Bunu Rovni’nin iç sesinden dediği : ‘Üstünde durduğum dünyayı sırtıma yüklemişler sanki.’’ sözünden anlıyoruz. Her zaman güçlü görünen adam olmaktan yoruluşu ve bunun verdiği öfke onu da içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemiştir zamanla.   

Gösteriden önce birbirlerine düşmanken, gösteriye çıktıklarından itibaren sanki ilk günmüşçesine aşık, mutlu ve işini severek yapan bir çiftin birlikteliğini sergilerler. Gerçekse bambaşkadır. Ettikleri kavgaların onlar için dayanılmaz geldiği noktada ‘’Ne olursa olsun ama biri girsin içeri ve biz yine mutlu rolünü oynayalım’’ demeleri, artık katlanamaz oluşlarını ve tahammül edemeyişlerini gösteriyordu bize.   

Mela oyunda demişti ki: ’Anılarımızı yitirmişiz.’’ Bu söz beni çok etkiledi. Koskoca bir 10 yıl geçiren çiftin şimdi iki düşman oluşu ve sadece gösteri de mutluluk rolü sergilemesi üzücüydü. Yaşanmışlıklar, aynı şeyi söyleseler de farklı dillerde anlatmaları, birbirlerine karşı ön yargılı oluşları zamanla ikisini düşman etmiştir. Yeniden başlamak, yine eskisi gibi olmak artık imkansızdır. Tıpkı Rovni’nin dediği gibi: ‘Trenlerin, vapurların olduğu gibi, bence, insan yaşamının da bir tarifesi var. Ama kendi tarifemizi bilmediğimizden son istasyona varmak için acele ediyoruz. ‘

Oyunu izlemenizi ve sizin de bu güzel gösteriye misafir olmanızı isterim. İzlemek isteyenler için oyunun oynanacak yer ve saatlerini aşağıdaki linkte paylaşıyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. 

İstanbul Tut Elimden Rovni Oyunu İndirimli Biletler – BuBilet!  

Close