Yazar 13:09 Deneme 103

gizli takipçi

Hayata gözlerimizi açtığımız andan beri kimsenin görmediği, her zaman bizimle beraber olan ve kişiden kişiye değişen bir takipçimiz var. Gücünü bizim belirlediğimiz ama çoğu zaman kontrolü ona verdiğimiz bir takipçi bu. Anlayacağınız işini çok iyi yapıyor. Hiç belli etmeden sizi yavaş yavaş ele geçiriyor, hedeflerimizi belirliyor ve biz de kendi hedeflerimizmiş gibi hayatımızı ilerletiyoruz. Bu kısa anlatımın ardından, takipçimizin kim olduğunu söyleme vakti geldi. Bu takipçimiz “beklentilerdir.”

Yaklaşık bir yaşından itibaren başlıyor bu beklentiler. Aileniz, ilk olarak anne veya baba demeniz için size bir baskı uyguluyor. Zaman geçiyor bu sefer yürümeniz için, sonrasında koşmanız için, harfleri öğrenmeniz için bir beklentiye giriyorlar. Peki bunları okurken baskıyı hissettiniz mi ? Belki de beklentinin oluşturduğu bu baskıyı hatırlamışsınızdır.

Küçük yaşlarda oluşan bu beklenti aslında ilerleyen yaşlara göre çok masum. Yaşınız belirli bir seviyeye geldiğinde mesleki hayata giriş yapacaksınız. Bu sefer çevrenin etkisi biraz azalıyor. Artık beklentileriniz kendinize göre şekilleniyor. Bunlar yüksek maaş, iyi bir araba/ev almak gibi beklentiler olabilir. Okulu bitirince yapacağımız mesleğin verdiği mutluluk için değil de sanki bu beklentileri gerçekleştirmek için okuyoruz.

Okulumuzu bitirdik. Kısmetimiz de bizimle oldu ve okulu bitirdiğimiz gibi bir iş sahibi olduk. Bu sefer de beklenti çatışması sizi sıkıntıya sokmak için hazırda bekliyor olacak. Yaklaşık 16 sene okul okudun ve aldığın düşük maaş için miydi bu seneler ? Gençliğinin en verimli yıllarını bir meslek sahibi olmak için çabaladın durdun. “Şu lise bitsin rahat edeceğim” dedin olmadı. “Üniversite bitsin rahata ereceğim” dedin, hem de daha önce beklentilerinin yerine gelmediğini bile bile… Sonuç yine hüsran.

Beklentilerimiz Bitecek Mi ?

Beklentiler doğumumuzdan ölümümüze kadar sürekli güncellenerek geliyor. Yani beklentiler bitmeyecek. Çünkü öyle bir şey ki ne olursa olsun hep daha fazlasını istememize sebep oluyor. Yapılan gelişmeler de tetikleyince kontrolü tamamen beklentilerinize veriyorsunuz. Bir telefon çıkıyor ve onu alıyoruz. Ertesi sene daha üst modeli çıkınca, sebepsiz yere daha üst modelini almak için çabalıyoruz. Tek sebebi daha üst model olması, ihtiyacımız olması değil. Hal böyle olunca zaman geçtikçe beklentiler arasında kayboluyoruz. Beklentiler bizi ele geçiyor, koşuşturuyoruz onları gerçekleştirmek için. Genellikle enerjimizden, bazen de sağlığımızdan fedakarlık ediyoruz. Hala çok önemli bir kaybımızın farkına varmadan böyle yaşamaya devam ediyoruz.

Yaşımız ilerliyor ve artık acı olan bir şeyi fark ediyoruz. O da sevdiklerimize ayırdığımız zaman. Hayatlarını kaybediyorlar, yaşlanıyorlar, fikirleri değişiyor, boyları uzuyor ve yürümeye başlıyorlar veya artık koşabiliyorlar. Beklentilerimizin peşinden koşarken, zaman da aynı hızla ilerlemeye devam ediyor. Bunun farkına vardığımızdaysa iş işten geçmiş oluyor.

Beklentileriniz, dış faktörlere bağlı olduğu sürece böyle bir hayatınızın olacağının da garantisini verebilirim. Beklentileri ilk sıraya koymamalı ve elimizdekilerle mutlu olmayı da bilmemiz gerekmektedir. Gerçekçi hedefler, sizin beklentiler karşısında kaybolmamanızı sağlayacaktır.

Close