içimin içime bile sığmadığı zamanlarda
tutunacak dal arayışına girdim
içimden şehirler geçti
yollar geçti
upuzun, sessiz
bir durakta durdum
eğim fazla
düşersin dedim
dinlemedim
in dedim
indim
tam ayağım kayacakken
bir dala tutundum
o dalda
salıncak kurdum
hayal kurdum
sonra bir gün
dal kırıldı
düştüm
ah küçük kızım
dizlerin kan revan
kalkmaya çalıştım
tökezledim
acısı çoktu
geçer dedim
geçmedi
hiçbir yere sığdıramadım acımı
yol ettim kendime
yoldaş ettim
derindi
saramadım
tekrar bir durakta durmayı denedim
deniz yıldızlarımdan cesaret alarak
dur dedim
durmadım
“acımıza layık mı?” diye sordum
cüretkâr bir tavırla
bu ne küstahlık diye çıkıştım
haklıydım
kabullenmedim
kendime küskünüm
oysa tutunmam gereken tek dal
ağaç dalıymış
içimin içime borcu var
İlk yazınız hayırlı olsun Sayın Primavera Hanım. Daha yolunuz açık olsun. Tebrik ederim
çok teşekkür ederim 🙂
Güzel bir kalem 😍 gerçekten bazı şiirler kişilere dokunmalı ‘içimin içime borcu var’ kimin kendi içinde muhasebesi yok ki ? Tebrik ederim Primavera bayan kadını 🙏🏻
teşekkür ediyorum 🙏🏼
o kadar hisli ki her kelimesini en derinlerimde hissettim. çok güzel.
yorumlarınız benim için değerli teşekkürler ☺️
Kaleminize sağlık
hoş geldiniz ✍🏻🌸
hoş buldumm 🥰🌼
Ah! Bu şiir çok tanıdık :”)
Dilerim kanayan dizlerini şefkatle iyileştirsin hayat… Yüreğine, hislerine sağlık !
teşekkür ederim 🙏🏼