Bakış açısı, bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yollardır. Yaptığınız veya yapılan çalışmaları daha verimli hale getirmek için olmazsa olmazlardan biridir. Bir kişinin bakış açısı yok ise konuyla ilgili anlayışı sınırlı ve eksiktir. Bir çalışma anında farklı farklı bakış açılarını bir araya getirerek çok iyi bir çalışma ortaya konulabilir. Fikirleri sizlerden farklı olan insanlarla ekip kurmak, yükselmek için en basit yöntemlerdendir.
Bu farklı bakış açılarının faydasını, her alanda görme isteğimizin olmasının yanında, sporun içinde de görmek istiyoruz. Takımımız, rakibimiz, oyuncumuz ve daha birçok konuda farklı fikirler, bizi doğruya götürecek olan yola girmemizi sağlar. Başarılı takımların da en büyük faktörü, farklı fikirleri bir araya getirerek ortaya doğru bir çalışma çıkartmaktır.
Uzun bir süre şampiyonluk başarısı olmayan Liverpool’u, hem daha iyi hale getiren hem de şampiyonluk hasretini gideren Jurgen Klopp, ekibine güvenini şu sözlerle anlatıyor:
“Bazı şeylerde iyi olduğumu, birkaç şeyde ise çok iyi olduğumu biliyorum, bu benim için yeterli. Öz güvenim de yeterli ve bu sayede etrafımdaki insanların gelişmesine izin verebiliyorum. Bu benim için hiç sorun değil, etrafımda uzmanlara ihtiyacım var.”
Bu açıklama, bizim ülkemizin genel fikrine maalesef ki ters düşüyor. Çünkü bizim takımlarımız, genellikle kendilerine yakın olan insanları ekibine alıyor. Fikirlerimiz aynı olsun, beni yerimden etmesin gibi düşüncelerle ilerliyorlar. Karar veren kişilerin çoğu, kendine güven duymayan düşüncelerle hareket eden yani koltuk sevdalısı insanlardan oluşmakta. Hatta bazıları kendi yerini daha da garantilemek için kulübün işleyişini yıllardır bilen ve taraftarların sevdiği futbolcuları, kariyerleri bittiği gibi teknik ekibine dahil edebilmektedir.
Ekiplerin durumu böyle olunca, özellikle küçük yaştaki oyuncular da etkilenerek performans düşüklüğü gösterebiliyor ve bir an önce diğer ülkelerin takımlarında forma giymek istiyorlar. Çünkü oralarda hem kalite farkı yüksek hem de oyunculara bakış açısı farklı olduğundan pek tercih edilen ülke durumunda maalesef ki değiliz.
Bu durum devam ettiği sürece de takımlarımızın kendilerine ait bir yapısı ortaya çıkmayacaktır. ( Oyun anlayışı – Yönetim tarzı vb.) Bir an önce işi gerçekten bilgililere, belli bir görüşe/felsefeye sahip olanlara ve liderlik özellikleri olan kişilere bırakmamız gerekmektedir. Çünkü her geçen gün iyiye değil, daha da kötüye gitmektedir. Bu düşük kaliteye herkesin ufak ufak zarar vermesi nasıl sebep olduysa, kalitenin yükselmesine de bakış açısını değiştirmek gibi ufak bir dokunuş sebep olabilir.
Yazıyı, bu işte gerçekte faydalı olmak isteyenler için bir cümle ile bitirmek istiyorum. ” Spora güzellik getirin. Yeni şeyler denemekten çekinmeyin.” Johan Cruyff
Fikirleri sizlerden farklı olan insanlarla ekip kurmak, yükselmek için en basit yöntemlerdendir. 🙂