Tarandıkça serpilmiş diller çıkacak
Bilendikçe çatlamakta
Bize keskin ağıran yürekler
Sapkın düşünceler boy gösterir sabıkama
Her gün sulanan
Her gün yazılan
Her çatlak inadı etti bana
Ve izlenecek vurgulanan bakışlarda
Gök aceleci yüzüme gürlemekte
Bütün çarpışmalar
Bütün taranlar tanrı için
Hesaba katılmadan sızdırılan külfetim
Kusurlarıma füsunlar kondurulmasına izin vermeyeceğim
Güneşle çarpışan gölgeler kaçışır
Sessizlik sana gelir
Ey kara bahtın cenneti
Haksız yere atılan tokatın var mı karşılığı
Medet umduğum insanların
Hallerine kinlendiğim varlıkları
Bir de şevkatten yoksun arafta bekletilen ilahi tavrın inancına
ömrün ilk çeyreğinde yorulup pişman olduğum mu geçen zamana
Sonrasında tav olmak
Çektiğim ızdırabın resmidir bu
Kaybolduğum dünyada bir iki diş geçirdiler vücuduma
Kapanan gözlerim ölüm sessizliğine sarıyor
Sendeledi düşüyor
Ah vah
İki laf söz uyandırsa
Kurulu hakikat çarpar suratıma
Suratımda elli yıllık ellerin izi
Beni dik tutacak sanırsınız
bir kardeş kokusu aldım atılan kurşunda
Şükür
Karnı aç yoksullara kurban olun
Aşık olan kullara
Bu çileyi bir onlar bir de sınanmışlar bilir
Kırık dökük karalamalar da