Yazar 18:18 Deneme 103

Çocukların Masum Gülüşleri

Dün bir çocuğun masum gülüşünü yakaladım sokakta. Saf, içten ve sıcacık. Aldım ve sakladım o gülüşü içime, bir hazine gibi.

Güneş gülümseyerek selamladı dünyayı, ay da geceyi. Sabahın ilk ışıklarıyla çiçeğini açtı mavi hindiba. Ters döndürülmüş bir gökkuşağı ile ay çiçeği el ele verip gülümsedi gökyüzüne. Minik bir kedi gözlerini ilk defa açmanın heyecanıyla gülümsedi.

Köşede kırçıl, kırmızı bir karanfil, gülümseyerek baharın hoş kokularını yaydı her yere. Telli turnalar sevgi tohumları bıraktılar toprağa. Yeryüzü, o çocuğun masum gülüşüyle güzelleşti.

Uzadıkça uzayan yollar, ıssız limanlar, kıyıdaki balıkçı teknesi, hırçın deniz, mağrur ve ağırbaşlı İstanbul, bir dost görmüş gibi gülümsedi.

Dertleştiğim sedir ağacı, ay ışığında yürüdüğüm kaldırımlar, merhameti dokuyan eller, saçlarımı okşayan rüzgar ve mutluluktan yağan yağmurlar gülümsedi.

Her gece oturduğum balkon, beni taşıyan sandalye, dayandığım masa, içtiğim çay, dinlediğim müzik, okuduğum kitap, elimdeki kalem, karşımdaki dağ bana gülümsedi.

O çocuğun masum gülüşüyle gülümsedi her şey.

Gülümsemeler içinde bir cümle geçti gözümün önünden : Vazgeçilir mi sevmekten…

Ve gülün gülümsemesine benzer kat kat tebessüm belirdi yüzümde.

Onu da aldım sakladım içime, bir hazine gibi…

Close