Yazar 18:30 Deneme 103

duyumsanamayacak acı

Bugün  bir film izledim. Beni ve benim gibi hissedenleri anlatan. İçimden yazmak geldi. Böyle önüme bilgisayarı alıp sayfalarca yazmak geldi. Çünkü bu film ben ve benim hissettiklerimle ilgili. Bilmiyorum ne kadar oldu yazmayalı ve bu benim için mühim değil çünkü benim için yazmak beni iyileştiren bir şey, o yüzden kendimi yazmak konusunda hırpalamıyorum  başka şeylerde yaptığım gibi.

“Biliyor muydun, kalp kırıklığı beyinde fiziksel acıyla aynı bölgeleri tetikliyor.” Bu nasıl bir cümledir ya! Filmden bir alıntı ve bunu ilk duyduğumda şöyle oldum “Ben abartmıyormuşum, ben gerçekten acı çekiyormuşum, gerçekten acı çekiyorum.” Ve bunu fark etmemişim bile farkında bile değilim bu acının gerçek olabileceğinin. Acı çekiyorum hem de deli gibi bir acı ama sadece benim için bir acıydı, sadece bir acı ne fazla ne de az önemsiz bir şey. Evet, ben buradayım bir şeyler yaşıyorum ama aslında yaşamıyorum çünkü bunu saklamayı tercih ediyorum çünkü bunu saklamazsam ben ötekileştirilirim, itici olurum, dışlanırım en önemlisi ergen olmama rağmen bunu bir hakaretmiş gibi suratıma suratıma yerim “SEN ERGENSİN” diye. Filmi çok dingin ve tepkisiz izledim bir şeyler oluyor ve ben tepki veremiyorum çünkü benim yaşadıklarım, hissettiklerimle o kadar benzer ki tepki veremiyorum ve sadece düşünüyorum.

Ben darmadağınığım. Ben kırığım. Ben dayanamıyorum. Bu kelimeleri sürekli benden duymayabilirsiniz ve hiçbir zaman kendime hak vermem çünkü çocukça davrandığımı düşünürüm ve bu hareketimin yanlış olduğuna karar kılıp kendimden daha çok uzaklaşırım. Oysa ki bunlar benim düşüncelerim değil ki bunlar benim etrafımda bana sürekli söylenen ve artık benimle bir olmuş içime işlemiş laflar. Artık benim iç sesim olmuşlar.

“Şimdi bir hayal et. Romeo ve Juliet veya Werther gibi sevdiğin insanla olamıyorsun ya da Holden veya Conrad gibi sevdiğin insanı kaybediyorsun. Shakespeare’den Salinger’a birçok yazarın gençler hakkında yazmasının bir sebebi var, kaçamadıkları bir gerçek var… Genç olmak insana acı verir, neredeyse duyumsanamayacak kadar büyük bir acı.” İşte bu filmimizden bir alıntı, bilmiyorum bu paragrafın üstüne ne denebilir Henry gibi şey demezsiniz umarım “Sen, intihara meyilli filan mısın?” zaten bunu dediyseniz eğer her şey bitmiştir. Geçmiş olsun. İnsan mısınız onu sorgulamak lazım…

Bu film mükemmel bir film değil ya da İMDB’si çok yüksek kült bir film değil bir “ergen” filmi aslına bakarsanız ama bana çok dokundu çok iyi geldi. Acı ve genç bu iki kelimenin bu kadar ilintili olabilmesi… He bir de koskocaman bir YALNIZLIK var. Daha bunları aşabilen var mı bilmiyorum?

Yazı yazdığımda kendimi çok iyi ve rahatlamış hissediyorum. Bu çok güzel bir deneyim benim için. Fakat hala tam anlamıyla kendimi anlatabilmiş hissetmiyorum. Bu yüzden okuduğum, dinlediğim, izlediğim, gördüğüm her şey içimde ki o yalnızlığı o acıyı biraz da olsun bastırıyor yalnız değilim, ben de buradayım ve benim gibi başka insanlar da var bunları tek yaşayan ben değilim, ben anormal değilim sadece şu an bunları yaşıyorum belki daha fazla belki daha az bunları yaşıyorum bu kadar bitti. Olaylara verdiğim tepkiler durumlar beni kötü ya da iyi yapmaz, o an ki yapmak istediğim, benim için uygun olan şeyi gösterir aslında.

Bu acıyı ve yalnızlığı çekmeme sebep olanlar peki… Bunu başka bir yazıda belki konuşuruz. Bunu yapabilecek güce sahip değilim şu an. Şu an bunu kaldırabilecek bir Yalnız Yazın yok. Belki ileride her şey daha berraklaştığında.

Filmin ismi ile ve bir şarkıyla uğurlamak istiyorum size. Kendinize çok iyi bakın 🙂

Film: Chemıcal Hearts

Şarkı: Vega-İz bırakanlar unutulmaz

Close