Yazar 09:13 Deneme 103 • One Comment

Görünmeyen hakim

Çevremizde yanlış giden yüzlerce olay var. Bu olayları görmemek imkansız denilebilir. Olayların bitmemesi, hatta sayısının artmasının tek sebebiyse insanlardır. Çünkü günlük yaşamın gerçekleri ile karşılaşınca kafasını kuma gömen, fakat konuşurken ise her şeyi düzeltmek için çabalıyormuş gibi gösteren insanlarla dolu bir zamana denk geldik. Bunun için sosyal medyaya bakmamız yeterli. Oralar haksızlıkları yazarak veya bir konuşma yaparak düzeltmeye çalışanlarla dolu.

Yazarak veya konuşarak tepki gösteren insanlar, vicdanına bir damla su serpiştiren insanlardır. Aslında onlar da çevresindeki olaylardan rahatsızlık duyuyorlar. Fakat maalesef ki benim elimden gelen “sadece eleştirmek” düşüncesindeler. Bir etkisi olmayacağını bilerek sadece yazarlar veya konuşurlar. Çevrelerinden de ” keşke herkes senin gibi düşünse, hiçbir sorunumuz kalmazdı. ” gibi övgü cümleleri duyarlar. Döngü böyle devam eder ve düzelmesi gereken olayları sadece konuşmaya devam ederiz. Üstüne ” Ben tek başıma ne yapabilirim ki ? ” diyerek kendimizi geçici bir süre rahatlatırız. Fakat vicdanımızsa hala tam olarak rahat değil. Çünkü olaylar çözülmedi veya gerçekten elimizden geleni yapmadık.

Neden bu olaylar vicdanımızı rahatsız ediyor ?

Çünkü vicdan, bazı kaynaklarda insanın bozulmamış fıtratını / yaratılışını ifade eder. Yani vicdan bir nevi adaleti temsil etmektedir. Yanlış yaptığın bir işi kimse bilmese bile, vicdanın tarafından büyük bir cezaya maruz kalabilirsin. Eğer gerçekten vicdanlıysak bir yanlışa çözüm olabiliriz.

Vicdanımızın gelişmesinde çevremiz, eğitimimiz ve düşüncelerimiz rol oynar. En önemlisinin eğitim olduğu söylenilmektedir. ” Çocukta yetenek halinde var olan vicdanın uyandırılıp geliştirilmesi eğitim ile mümkündür. ” Eğitimin, vicdandaki önemi İngilizler tarafından yapılan bir çalışmada ortaya çıkarılmıştır. İngilizler, ülkelerinde bulunan canileri toplayıp Avusturalya’nın bir köşesine bıraktılar. Asıl amaç canilerden kurtulmaktı. Fakat istemeden de olsa doğru bir şey yapılmış oldu. Avusturalya’da ölüm tehlikesi gibi bir tehlike de bulunmaktaydı. Canilerin altında bulundukları yaşam kaygısı, onların vicdani özelliklerini geri getirdi. Birlikte iş yaptılar, birbirlerini sevdiler ve en önemlisi yaşadıkları yeri güzelleştirdiler.

Bizim de yaşadığımız yeri güzelleştirmek için bazı çözüm yolları üretmemiz gerekmektedir. Öncelikle gerçekten güzelleşmek istiyor muyuz sorusunun cevabı evet olmalıdır. Çünkü hala bazı yanlışları söylemek sizi mesleğinizden edebilir, siz de geçinme kaygınızdan dolayı yanlışlara alışabilir, farkında olmadan yanlışları yapmaya başlayabilirsiniz. Hatta daha önemli doğruları bulduğunuzda da sizi ortadan kaldıracaklardır.

Örneklere dikkat ettiyseniz hep yanlışları gizlemek için uğraştığımızın farkına varacaksınızdır. Çünkü yanlışlar, saklandıkları yerden onu yapanların vicdanına zarar veremez. Bu yanlışları ortaya çıkartıp düzeltmeye başladığımız an, yaşadığımız yer daha güzel hale gelecektir.

Önce gözle görünen yanlışları, daha sonra da gösterilmeyen yanlışları düzeltmek için harekete geçeğimiz ve çevremizin güzelleşeceği günü sabırsızlıkla bekliyorum.

Ve evet eleştirdiğim insanların yaptığı davranışı yaptım, şikayetlerimi sadece yazdım. Sonunda da her zaman kullandığımız bahane olan ” elimden gelen bu ” bahanesini kullanarak vicdanımı kısa süreliğine rahatlatmış bulundum. Şimdi de çevreme kendimin iyi bir insan olduğunu kanıtlamaya gidiyorum. Çevremi düzelttiğim an ise ” gerçekten elimden gelen bu ” diyeceğim.

Close