Yazar 17:32 Deneme 103

Hayat İnceleme

Bir boğuşma yaşıyorum şu sıralar. Aslında hep bir boğuşma içerisindeyim ama beni hapsetmesine, nefessiz bırakmasına izin verdiğim zamanlar çoğaldı. Kafamda bir kaç insan, nerede? ne konumda? bilemiyorum, anlamakta güçlük çekiyorum. Açıkçası haklarında düşünmek beni yıpratıyor. Mental bir karışıklık ile savruluyorum.

Nasıl davranmalıyım? sorusu ile o kadar meşgul oluyorum ki, hedeflerime gösterdiğim çabayı eksiltiyor, hissediyorum. Bir şeyler yapmam gerek ama ne? İnsanlar ve bana hissettirdikleri, hedeflerimin önüne geçmemeli ama nasıl? Yüksek bir şuura ihtiyacım var ama nereden sağlayacağım?

Olaylara başka biri gibi bakma fikrini düşünmeye başladım. Eskiden; düşünürler, alimler kendilerini mağaralara, dağlara anlayacağınız şehire uzaktan bakıp “bu şehir içinde ben küçücük bir nokta, benim sıkıntılarım ise görülmeyecek kadar basit dertler” demek için bir yerlere gitme ihtiyacı duyarlarmış. Ben şehir hayatından uzaklaşmaya değil kendim olmaktan uzaklaşmayı denedim. Farklı bir amaç için.

İhtiyacım olan tam da buydu sanırım. Ben boğuluyorum gibi değil, önümde biri, buhran geçiriyor gibi düşündüm. Açıkçası o zaman bile bir şeyler sıktı boğazımı, ama ilki kadar şiddetli değildi. Sonra onu boğan, kafasını yoran şeyleri bir cerrah gibi inceledim.

Gördüğüm şey ilginç bir tablo gibiydi. Aslında o boğulan ya da kendi tabiri ile boğuşan kişi, önce kendini kesiyor sonra “imdat bana yardım edin” diyordu. İşin ilginci, bunu o kadar sessizce yapıyordu ki, kimse onu duymuyordu. Bu sessiz çığlıkları onu yoruyor, kimsenin onu duymamasını, insanların duymamak istememelerine bağlıyordu. Ara sıra “ya sesin anlaşılmıyor, biraz sesli söylesen anlayacaklar”diyordum ona, ama o kadar kendini kapatmış ki beni duymuyor ya da duymak istemiyordu.

Dostlarım, çoğu zaman sadece kendimiz duyacak kadar attığımız, sessizlik çığlıklarımızı duymadılar diye sinirlenmemiz anlamsızdır. Kendi bileğini kesmek şuna benziyor, kafamızda bir insanın, bizim hakkımızda ne düşündüğüne karar vermek. Sessiz yardım çığlıkları ise o kişiye sorup bu konuyu halledebilecekken, susup onun anlamasını acı içinde beklemek gibi.

Buradan sonrası sizin kendi tablonuza bakışınıza dönüyor. Mental olarak uzaklaşın kendinizden, o ameliyatın cerrahı siz olun. Tedaviye izin verin. Umursamaz olun demiyorum, neyi kafanıza takıp dert ettiğinizi gözlemleyin. Bu ameliyat sonucunda, hayatınızın kangreninden kesip kurtulun.

Bu hasta sizsiniz, bu tablo size ait ve bana…

Close