Hayatımızdan neredeyse çıkardığımız ama sosyolojik ve psikolojik rahatlamanın temeli şu cümledir : ”Mü’min hüsn*ü zanna me’murdur.” Değerli dostlarım, me’mur ne demek, hüsn-ü zan ne demek, mü’min ne demek? gelin önce bunlara bakalım.
Mü’min : iman eden, inanan kişilere denir. Me’mur, günümüzde ne kadar adını yolsuzluk ve haksız kazanç edene çıkarsa da aslında emir kulu manasındadır. Hüsn-ü zanna gelecek olursak hem dil bakımından hem hayat yaşayış ve insan ilişkilerinde, hayatımızdan çıkan ” birileri hakkında güzel düşünme” olarak açacağım bir kavramdır.
Esas konuya gelecek olursak Dostlarım, bir çoğumuzun hiç duymadığı daha da kötüsü birine karşı kullanmaya tenezzül etmediği bu cümle: aslında bir hayat kurtarıcıdır. Kıskaçlık ve kin duyguları ile beslenen hem iç hem dış dünyamızın karanlığını aydınlatacak mükemmel bir cümle. Bir çok sosyolog ve psikoloğun makalelerinde göreceğiniz, 19.yy sonlarında ve 20.yy başlarında hayatımıza girmeye başlayan ”karma” sözcüğü bunun ile ilgilidir. ”İyi düşün, iyilik bul. Sen iyiyim iyiyim dedikten sonra iyi gelip mutlaka seni bulacaktır.” İşte bir toplum bilimci ve insan ruhu ile ilgilenen insanların genelinin ortak kararıdır ”hüsn-ü zan” yani güzel düşünme.
Dedikodunun, nasıl hayatımızı alt üst eden kişiliğimizi aşağı çeken bir özellik olduğunu biliriz. (uygulamak aklımızdan geçmese bile)
Bildiğiniz üzere başkasının hoşuna gitmeyen şeyleri arkasından konuşmaktır. Ben yüzüne de söylerim küstahlığı da cabası. İşte İmam*ı Azam hüsn-ü zannın aksi olan su-i zan (yani kötü düşünmek ama dile getirmemek) “kalp ile yapılan gıybettir”. Kalp ne düşünürse dil onu zikretmeye başlar. O zaman, hoş geldiniz bireysel ve toplumsal kaos ve ardından gelen savaş ve işkencelere.
Ben ondan daha layığım ve üstünüm düşüncesi ile başladı kan dökmek, yeryüzünde, iki üç insandı dünya. Bir kötü düşünceden ve fısıltıdan. Ama her şey zıttı ile kaimdir. (var olan) Aydınlık var ise karanlık olduğu içindir. İyi düşünce, kötü düşüncenin varlığına tabidir.
İnsanın başta kendisine ve yaptıklarına ki buna karşı güzel niyetler ve düşünceler beslemeli. Sonra tüm insanların hakkında güzel düşünmesi çoğu açıdan başına kötü şeylerin gelmesine engel olabilir. Dünyayı iyilik, vicdan ve sevgi kurtaracak dostlarım. İyilik dengeyi, vicdan özeleştiriyi ,sevgi bağları kuvvetlendirip hayatı ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirecek. Şunu unutmayın dostlarım, insan önce kendi değişir sonra dünyası. Bakmak ve görmek arasında büyük anlam farkları vardır. Gözlerimiz açık olduğu sürece bir şeylere bakar ama çoğu zaman neler olduğunu göremeyiz.
Güzel gözlerle, güzel düşüncelerle baktığımızda ve çiçeğin bile (kırar bu kelime beni, her kullandığımda) maddesel değil anlam güzelliğini anlayabildiğimizde… İnsanlar sadece mücadele edip birbiri üzerine çıkma ve ego yarışı içinde olmadıklarına inandığınızda… Hayatınızın ne yaşarsam kâr her şeyi yaşayıp ölmeliyim düşüncesinin ne kadar zararlı ve hak ihlaline sebep olduğunu gördüğünüzde… Evet Dostlarım, tam da ne demek istediğimi size ve yaşantınıza bir garazım olmadığını düşünüp beni dostunuz olarak kabul ettiğinizde, iç ve dış dünyanız daha yaşanabilir hale gelecek.
Biraz tefekkür ile sizi ve kendimi baş başa bırakıyorum.