Yazar 10:54 Deneme 103

ISTIRAP MI ÇEKİYORSUN?

-Istırap mı çekiyorsun?
-Yo, hiç değil
.


Bu soru karşısında daldığımız rüyadan uyanırız. Hiçbir şeyin bitmesini istemiyoruz, her şeyin yeniden başlaması için mutluluk lazımdı sadece. Bunu için acının üç aşamasından geçmen gerekir.


Birinci aşama


Yanlış yanılsamaların dünyasında doğruyu bulamayan bir birey. Olanı söyleyen ruh, olmayana bakmayan zengin bedenli ak pak olmuş toplum. Burada toplum doğruyu tecrübe edinerek insanlığı yaratıyor. Birey ona danışırken toplum onu yürüdüğü yolda itekliyor. Birey kendi olanı buldu, başkası olmadan.Ruh burada ıstırabın ilk aşamasında tecrübeyi doğruyla karıştırmayarak buluyor gerçeği.


İkinci aşama


Gurur hakkı en dipte kalan sevgisiz yolcu. İçten gelmeyen mesutluğun sevgili yolcusu. Kurulu iki tren garında kesişti bunların yolu. Yansımalarla kandırdı kendini sevgisiz yolcu. Yoluna devam ederken, gönlünü kaptırdı.Sevgili yolcu memnundu haliyle.Attı onu istasyondan. Gideni nedametle kurtaracaksın sevgili yolcu. Şuursuzluğun verdiği kısmi(sebepsiz yere) kötülüklerin, son da dokunuşları bulacaktı sevgisiz yolcu. Burada gönlümüzü ilk kim kaptıysa, mesut olma yoluna devam etmek istedik.Ancak çektik ıstırabın sevdasını.Sonrası için gönülde kapanan yarayı açacak yolcusuz bir meraklı bulamayacaktık. Ne de olsa etme, sevme, bırakma dünyasıydı.


Üçüncü aşama


Ve dağ konuştu suskunlukla.Yakındı ümitsizlikten. Çıktı umutlunun biri küllenmiş inançları yavaş yavaş uyandırmaya kalktı. Ama sonra kapandı ışıklar. Umutlu biri halen hayal ediyordu. Sözün kıssası bulutların arasındaydı. Bu doğru değildi. Orada insanın görmek istediklerinin teki bile yoktu. Hayal kurarken artık yaşamın son noktaya geldiğini anladı ve acı gerçeklerin ıstırabını kalbine gömdü umutlu biri.


Böylece gelmek istenilen noktada dünya ve yaşam birlik olup bu aşamaların bize servetini iyi şekilde ödeyecekti. Bedel kısmı zaten bizdeydi. Erişiyorduk artık tüm gidenlerin yoluna. Soruyorduk herkese kim alır şu bedeni. Kalıyorduk gerçeklerin tarlasında.

Close