Yazar 18:03 Hikaye 105

Kaldırıma Sinmiş Bir Minik Serçe

Öz vatanından ayrı düşmüş, gurbeti içinde taşıyan, bir muhacirin kısa öyküsüdür.

Ay ışığının aydınlattığı her gece, yalnızlığını da yanına alarak, eski sokakları dolaşmaya gidiyordu. Dünyayı içine sindiremeyenlere özgü bir tedirginlikle, kimsesiz kaldırımlarda eğreti eğreti yürüyordu. Korkuyordu. Yabancısıydı buraların. Zaten dünya hiçbir zaman tanıdık ve sevimli gelmemişti ona. Gökyüzüne her baktığında, dünyanın bir gurbet  yeri olduğuna inancı artıyordu. Sonra gökyüzüne bir boşluk çiziyor ve sonsuzluğun karesi kadar bir yalnızlığı yaşıyordu. Sanki gökten bir el onu çekip alacakmış gibi bu daralan dünyadan kurtulmak istiyordu.

Bir gece yine dar sokaklarda yürürken, ayın loş ışığında, kaldırıma sinmiş bir minik serçe gördü. Havadaki rüzgara bakarak yuvasından düşmüş olabileceğini düşündü. Minik serçeyi avucunun içine aldı. Titriyordu. Korkuyordu. Kurtulmak için çırpınıyor ama uçamıyordu. Minik serçe ile  göz göze gelince aralarındaki kader benzerliğini fark etti. O gece onu evinde misafir etti. Sabah olunca, onu bulduğu kaldırıma götürüp bıraktı. Nihayet, anne serçenin ona sahip çıktığını görünce, yuvasını buldu ve  yerleştirdi. Onu gurbetlikten ve yalnızlıktan kurtardı.

Gurbeti içinde taşıyan o muhacir, aynı günün gecesinde kaldırımlardan kayboldu. Sanki gökten bir el onu çekip aldı ve öz vatanına yerleştirdi. Yokluğunu kimse fark etmedi, kaldırımlar dışında…

Close