Yazar 18:59 Deneme 103

kaynaksız ahlak

Temel olarak bunu 3 noktada ele alacağım. İlk olarak toplumun yaşanılan medeniyetin ahlaki yapısı ve kabul edip etmedikleri , ikinci olarak bireyin en yakın çevrisinden gördüğü aldığı eğitim üzerinden gelişen ahlak ve üçüncü ayrıca en karmaşık olan bireyin kendi içgüdüsel içsel ahlak prensibi ve diğer ikisi ile nasıl örtüştüğü.

Bu 3 ahlak durumuna değinmeden önce örneklendirme yapacağım ve devamında 3 ahlak bölümünü bu örneklendirme üzerinden açıklamaya çalışacağım. Örneğim temel ve basit hırsızlık. Hırsızlık nedir kolay yoldan istediğin şeye hızlıca ulaşmaktır ve bunu yaparken başka birini gasp ederek veya gizlice onun malına el koymak ya da çalmaktır. Bu durum çalan kişiye büyük bir haz vermesi yanı sıra malı çalınan kişiye büyük bir çöküş yaşatır.

KİŞİNİN DÜŞÜNCESİ:

İlk değinmek istediğim nokta bireyin kendi ahlak prensibi olacaktır çünkü hırsızlık yapan biri yaptığı eylem sonucunda büyük bir hazza ve vakitten tasarrufa erişecektir. Bu kişi için çok karlı ve kolaydır. Ama işin diğer tarafından malı çalınan kişi büyük bir çöküş ve hüsrana sebebiyet verecektir. Burada durmamız gereken nokta hırsızın bundan büyük fayda etmesinden dolayı bunu yapmak istemesi. Ama hırsızlığı neden yapmaz bir kişi işte burada 2 noktayı daha ele almamız gerekiyor.

KOMİNİTENİN DÜŞÜNCESİ:

Yakın, büyük, tecrübeli bireylerin kişiye öğrettiği hırsızlık kötüdür durumu var. Bu durumun öğretilmesinin sebebi öğreten bireyin önceden hırsızlığa uğraması veya hırsızlık sonucu cezalandırılması sonucu gerçekleşir veya ona öğreten kişinin bunları yaşaması sonucu aktarılan ahlaki bir miras olarak düşünülebilir. Bunun öğretilmesindeki sebep öğreten kişinin öğrenen bireyi duyduğu koruma duygusu veya diğerlerini koruma duygusudur çünkü artık işin içine empati dediğimiz bir nokta girer. Empati hırsızlığı yaşamış olan, o üzüntüyü tatmış olan kişinin diğerine kendisini anlatabilmesi sonucu oluşan durumdur. Bu durum öğretilebilir ve kişiyi toplum düzeninde faydalı bir noktaya yerleştirilebilecek bir duruma sokabilir.

TOPLUMUN DÜŞÜNCESİ:

Şimdi son olarak bunun toplum üzerindeki durumuna bakmamız gerekecek. Toplumda herhangi bir olayın sonucunda denge ister, düzen ister. Bu denge ve düzeni belirli ahlaki dogmalarla sağlar. Din veya anayasa buna örnek olabilir. Adet gelenek kültür de bunları destekleyen unsurlardır ve her medeniyetin kendine özgü dogmaları yazılı veya yazısız kuralları adetleri vardır. Bu adetleri toplumun (medeniyetin) düzenini sağlamak ahlaki durumunu stabil tutabilmek için olduğunu söyleyebiliriz. Bir taraf hareketinden dolayı aşırı mutlu olurken hareketi yapan kişi başka bir bireyin aşırı üzülmesine sebep veriyorsa bu durum düzensizlik meydana getirir ve toplum için bir dengesizlik hali başlar. Medeniyet dediğimiz kavramın ahlaki yönü temel bu sebepler üzerine kurularak ilerlemiştir.

Anlatılanların sonucu, yaptığımız hareketin birini kırmasını çok önemsemeyiz ama bu olay kişiye öğretilmiş veya kişi belirli bir hareketten, olaydan dolayı tecrübe edinmişse o durumu yapmaktan kaçınır. Kişi empati duygusunu eğitimle ve yaşanmışlıklarla kazanır.

Close