Geçmiş gün ama iyi hatırlatır kendini Oturmuştuk bir masada yalansız ve saf yüzlerle Göz göze konuşur kaçırmazdık Görürdük en derine kadar içimizi İnanırdık güvenirdik sözlerimize Sözler ki masaya umudun yatırılmış hali Sözler ki yarını düşünmeden kurulmuş Ve yine öyle sözler ki şimdi bile gülümseten Masadayız ve aklımızda kalbimizde burada Kırmamış incitmemiş kimse kimseyi Kahkaha vururdu masadan dört duvara Belirsizlik etkilemezdi halet-i ruhiyeyi Henüz dilimize pelesenk değildi Amalar belkiler keşkeler Sabahlara kadar konuşur, anlattıkça anlatırdık Masaya aç oturur yemekle değil, birbirimizin sözleriyle doyardık. Geçmiş gün ama iyi hatırlatır kendini Masada ilk saatler neşeyle geçer Herkes anlatırdı hayatının şimdisini Denize çıkan cümleler kurulurdu griye karşı Hangi adımlar ne getirir ne götürür Masada yapılırdı hesabı Sonra gözler buğulanırdı akşam vakti çökünce Bakınca anlardık kimin ne derdi olduğunu Hangi derdin içinde boğulup Gelip burada nefes almaya çalıştığını. İsterdik hepimiz bir parça mutluluk hayattan Tüm gaye buydu aslında : mutlu olmak Akşam vakti çökünce sözler değil gözler anlatır Biraz güler biraz ağlar biraz da susardık El ele olmanın verdiği bir güven vardı Bilirdik bu masada anlatılan her şey, yine kalırdı bu masada Götürmezdik ardımızdan yastığa baş koyduğumuz uykulara. Geçmiş gün ama iyi hatırlatır kendini Bir şeyler oldu sonra Bir fırtına tuttu sanki bizi O kahkahalar o planlar ve hayaller Boş sandalyeleri dolduruyor şimdi Savrulduk hayatın koşturmasına Kimsenin inanarak kapılacağı sözler kalmadı Artık kimse bakamıyor gözlerinin içine Yalanlar oyunlar dolandı sanki dilimize Uykular düşman oldu gecenin en karanlığında Gözlerde eski ışık kalmadı ve Doyurmadı sözler eskisi gibi karnı Bir şeyler oldu sonra masaya, Boşaldı birer birer sandalyeler Eksik tabaklar zamanla çoğaldı Aramıza kötücül tohumlar ekildi sanki Güvenle tuttuğumuz elleri sardı Bir şeyler oldu sonra masaya, Vurmaya başladı ayrılık zamanı. Geçmiş gün ama iyi hatırlatır kendini Geçti bizden artık değiliz eskisi gibi Akşamcı sohbetleri o akşamlarda kaldı Artık kurmuyoruz uzun uzun cümleler Bakmıyoruz kimsenin gözlerinin içine Denize çıkan sokaklar griye çaldı Başkasına anlatamıyoruz ne olduğunu Masada karnı doyan düşman oldu.