Yazar 19:28 Hikaye 105

PETERSBURG’DAN DOSTOYEVSKİ’YE

Ah Nastenka işe yaramaz yüzyıldayım. Güvensiz dağlardayım. Kendi dünyamın inşasında hüzünlü yerlere varırken,sözde maneviyatımı bir süreliğine kendime kanıtlıyorum. Eskiye dönerken,kendime soruyorum : Nerede düşlerim ? Ve geçmiş bana acıyıp ,şöyle diyor : Ne yaptın bunca sene ? En kıymetli anlarını nereye gizledin ? Yaşadın mı yaşamadın mı ? Yeryüzü nasıl da kutuplaşıyor yaptıklarımla. Daha çok zamana ihtiyacım var. Ancak kasvetli yalnızlık peşimi bırakmayacak,bastonlu,gölgeli yaşlılık gelecek,peşinden de keder ve bunaltı.

Etrafa baksana Nastenka.

– İşte Dostoyevski Petersburg’un kıymetli yalnız sokaklarında dolaşırken,soğuyan havayla gelen peşi sıra şiddetli rüzgar ona: İşte buradasın. Olduğun yerdeki havanın ahengiyle ritim yaratmak isterken,ansızın senin dilinden konuşacak,kalbine fısıltı yerine şarkılar mırıldanacak,uzun zamandır bütünüyle aradığın sevgi bolluğun seni yanıltacak.-

Son karede her şey, değil mi ? Seni ilk ağlarken gördüğüm zaman hissetiğim duygu buydu. Bankta otururken ki ağlayışların,beni en üst düzeyde son darbeyle yıktı Nastenka. Sonrası bildiğin gibi alışılmış keder…

-O an Dostoyevski gerçekteki çığlıkları duymayıp,deniz feneri ışığı yakarken ki hassasiyetiyle boğuşup,artık varamayacağı yaşamı düşleyecek.-

Bölünüyorum ama senin mutlu olduğunu görünce ve istediğin mektubun yerine ulaştığını duyunca,bu bölünmeler artık parçalar halinde birleşiyor. Tarih boyunca her şey de böyleydi. Savaşlar,devletlerin yıkılış ve yükselme dönemleri,yaşam mücadeleri,ayrılık bağları,kaybedilen değerli anlar ve uygun vakitte bulduğumuz mutluluk.

-Dostoyevski yeni yeni yaşam prensiplerin kavramaya başlıyordu. Hayalperest ruhu gerçekle yanılan düşleri ayırmaya başlamıştı. Kendinden emindi. Ona yalnız görünen her şey kalabalıklaşıyordu. Nastenka’nın hikayesi sırasında kafasını kurcalayan düşünce buydu. Kendine yedirtemediği kuralları,uygulaması gerektiğini fark etti.-

Ve kavuştun Nastenka .Arzuladığın,hep yanında olmasını istediğin adam karşında. Sarıl ona ancak bana ayırdığın vakti düşleme. Ne kadar da bu kavuşmaya son koşuda tam saadet anı diye ifade etsem de,içimdeki kırgın nokta buğulanacak Nastenka.

Bitmişti Dostoyevski. Artık gidebildiğin gecelere şükretmen umuduyla.

Beyaz Geceler,eskiye dönerken yoluma takılan hakiki cümleler:

“Bu boş hayaller yok,daha sonra hiçbiri hayatta kalmıyor. Sonuçta hayaller de hayatta kalır! Biliyor musunuz ki ben şimdi,bir zamanlar kendi kendime mutlu olduğum o yerleri hatırlamayı ve belli bir süre ziyaret etmeyi seviyorum,geri dönüşsüz biçimde geçmiş olanın ahengiyle kendi şimdimi inşa etmeyi seviyorum.”

Close