Size ruhları büyük bir iki şahıstan bahsedeceğim. Ve yaşadığı sıkıntılara karşı gösterdikleri tavrı yorumlamak istiyorum…
Birincisi: Habbab Bİn Ered , en çok işkence ve zulüm gören sahabelerden biri. Bir çok kişi tanımaz belki adını bile duymamıştır. Sevgili dostlarım, size kısaca yapılan zulüm ve işkencelerden bahsetmek istiyorum. Müslümanlığın ilk yılları, yani her şeyin başlangıcı sancılıdır derler ya hah işte tam o zamanlar… Habbab bin Ered ıraklı bir köle ve adil olmayan düzene karşı çıkarak, müslüman olmaya karar verir. Tabi sahibi olduğunu zanneden kadın sinirlenir… Habbab bin Ered demirci bir müslüman … Bu ayrıntıyı neden söylediğimi merak edenler için bir şeye değinmek istiyorum…
İnsan bazen kendi uğraşıyla, bazen de etrafındakilerden zarar görür… Çoğu zaman başarılı olduğumuz ya da bu benim zaafım dediğimiz şeyler büyük yaralar açar… (şu zamanda mental olarak) Habbab (r.a) için durumlar pek zihinsel olmamış. Müslüman olduğunu öğrenen sahibi, kızgın demiri söndürmek için Habbab (ra) sırtını kullanmış. Düşünsenize kendi kabiliyetiniz size işkence olarak kullanılıyor… Çektiği bu sıkıntılar onu inandığı en önemlisi güvendiği yoldan çevirmemiş.
Şimdi bize sahabe hayatı mı anlattın? Ne yapalım ? Müslüman bile değilim ? sözleri kulağımda çınladı yine…
Burada anlatmak istediğim psikologların, kişisel gelişimcilerin bas bas bağırdığı, ”5 yıl sonra sizi üzmeyecek şeyler için kendinize zarar vermeyin, yıpratmayın” sözlerine anlam kazandırmak… Ee hepimiz kişisel gelişmek istiyoruz. Düşünün yılar sonra bile demir dağlanmasından sırtında izleri olan Habbab Bin Ered, sadece inanmıyorum dese kurtulacak, ama ruhunun özü olan inanç, bedenin çektiği ıstıraplara bile katlanıyor. İnsan belki zihinsel bunalımlar için yıllarca kendini yıpratabilir. Ama bedenine gelen zarar için yıllarca dayanmaz.
Demek ki dayandığı şey 5 yıldan, belki dünya ötesinden bir inanç… İnsanların acılarını küçümsemiyorum dostlarım yanlış anlamayın… Ama madem kişisel gelişim sadece ruh ile olur. Çünkü beden çürür. Ne istediğini anlamadığınız zihninizin size büyük yaralar açmasına izin vermeden, ruhunuzun özünü arayın. Çünkü insan bedeninin ve yaşadıklarının ölümsüz olmadığını bilir. Ama ruhun ölümsüz olduğunu düşünür veya arzular…
Bir iki kişi dedim ama bu bile çok uzun sürdü. Ee yaşanılanlar kolay değil, bende bir iki cümleyle anlatacak kadar tecrübeli değilim…Belki başka zaman tamamlarız dostlarım…