Merhaba okur, bu yazıya yine kafamda bin bir düşünceyle başlıyorum, sen-ben kavramları ve sevgi arasında mekik dokuyarak ruhsal olarak sancıyalım bakalım.
Rehber en sevdiğim müzik grubu. Yeniden ruhsal çözümlemelerle melodileri birleştiriyoruz deseler hayatımın şokunu yaşarım. Her şarkısının içinde bir anlaşılma , sevgi, sorgu ve arayış çabası var. Bazen vazgeçmişlik, bazen sevilme arzusu, bazense olduğunca kabul edilmek… Bunlar benim fikri alemime sızan, hissettiğim şeyler. Bu hislerle bu kadar yakından tanıştığımdan, yüreğimi hırpalıyor sözleri.
“Sende var mıyım, sen de yok muyum?” O kadar ağır bir cümle ki, nereye koysam sığmaz, taşar. Sanırım bu dünyada hiçbir zaman tam olarak anlaşılamayacağız. Çünkü benim düşüncelerim hep bir perde arkasında kalacak, karşımdaki ise istemeden de olsa yargıçlık cübbesini giyecek…
Geçenlerde şöyle bir fikir sızdı zihnime ; biz neyi duymak istiyorsak onları kelimelerimizle sarf ediyoruz. Herhangi bir muhabbette “sen bunu çok iyi yapıyorsun/başarılısın/çok güzelsin/..)gibi sözlerin altında hep bir dönüt bekliyoruz. Aslında bir tarafımız belki bunun için bu sözleri sarfediyor. Takdir edilmek istiyoruz, “aferin ya, bunu çok iyi yaptın” denmesini. Esasında çok normal bir durum lakin hiçbir koşulda tatmin olmayan seküler dünya insanın karşısında hep sönükmüş, başarısızmış gibi hissettiriliyoruz. Değersizlik doğduğumuz evden itibaren peşimizi bırakmıyor ki gidelim. “Sen … olduğun için değersizsin” kalıbının içi çok dolu; zengin, 0 beden ve yakışıklı/güzelseniz her şey tamam. Ya değilseniz? İşte o zaman her türlü hoyrat davranışa katlanmak mecburiyetinde hisseder, dünyadaki en değersiz insanmış gibi hissettirilirsiniz. Bizde böyle bir dünyada içten içe sevilmeyi hakketmediğimize inandırırız kendimizi. Aslında söyleriz ama arkasında çok daha büyük bir duyma isteği yatar.
“Sende var mıyım, yok muyum” bu bağlamda bir soru değil bir protestodur. Beni sevdiğini gözlerinde göremiyor, yüreğinde hissedemiyorum, bana sende yerim olduğunu söyle demektir.
Biz sevdiğimiz insanlara bu hatırlatmayı gizli kapaklı yaparız aslında, hatta biz demeden “bende varsın” sinyali verdiklerinde daha da bir yakınımıza alırız. İnsan ilişkileri iki kişilik gibi gözükse de çoğu zaman kişisel bir kavgayı içinde barındıran ve ben çözemedim, gel birlikte çözelim demektir. Yani öyledir herhalde…