“Şair o kadar fazla insandır ki göze batar” İsmet Özel
Şair, hislerini insanlaştırma yeteneğine sahip kişidir. Onun için üzüntü bir duygu olmaktan daha fazlasıdır. Şair üzüntüsünü evine davet edebilir veya derdini, hüznünü evinde, odasında bırakıp dışarı çıkabilir. Şair, yarattığı duygu insanları ile kurduğu ilişkiden yararlanarak şiirini besler. Bu yüzden şair normalin aksine her duyguda derinleşir ve sözcük madenciliği yaparak mısralarını hazırlar. Okuyucunun, şiiri okurken harcadığı sürenin kalitesini sürekli arttırmak için duygu insancıklarıyla muhabbetini sıkı tutmalıdır.
“Şair doğulmaz, şair olunur” İsmet Özel
Doğuştan gelen bir yetenek değildir şairlik. Okunan şiirler, şiir okuyan insanda duyguların yeteri kadar yaşanamadığı, hislerin sığ kaldığı ve derinleşmek gerektiği ihtiyacını oluşturur. Bu ihtiyacı karşılamak için duygu insancıkları yaratmaya başlayan insan, şairliğe ilk adımını atmış olur. Bu duygu insancıkları yaratıldığı zaman bir bebek gibi narin, bilgi ve derinlik bakımından sığdır. Başka şiirlerden beslenmesi ve derinlik kazanması için bu aşamada şiir okumaya devam edilmelidir. Yaratılan bu duygu insancığı, sohbet edecek kadar olgunlaştığında şiir okuyucusunun bunu fark etmesi ve bu duygu insancığı ile yaptığı sohbeti kayıt altına alması ilk şiirinin oluşmasını sağlar.
Şair tümüyle muhalif bir tutum sergilemelidir.
Şairin bir konuya yaklaşımı normal bir insana göre farklıdır. Şair var olan bir şeyin, zıttıyla var olduğunu, zıttı olmayan bir şeyin fark edilemeyeceğini bilir. Siyah eğer siyahsa muhakkak siyahın bulunduğu ortamda farklı bir renkte vardır. Şair bir olguyu hayatına olumlu ve uyumlu olan yönleriyle dahil edemez. Öncelikle onun var olduğunu kendine kabul ettirebilecek bir zıtlık, aksilik arar ve bu onu normal insanların tabiriyle muhalif yapar. Halbuki şair her konuya böyle yaklaşır. Muhaliflik sadece politikaya has değildir.
“Şiir bu dünyanın sizi aldatmasına izin vermez. Sizi tatmin etmesine de izin vermez” İsmet özel