Yazar 15:03 Şiir 101

Tevekkül

müşküldüm
ve bir ham elma dahi vermedi bana
beni bir kez bile ellerim arşta görmedi
dışkımda bir ufalma hatta
ve ben ki bu deryalarda
bir usulca gezendim
karnımda çıban yarıkları
hiç size çaktırmadım şimşek
çünkü dediler kıyamet bir uyku gibi
habersiz ve pürdikkat gelecek

elimi ağzıma götürdüm önce
sonra çenemde bulduğum oyuğa sigaramı
iştahlı bir deve gibi yalanmadan
bir torbacı kisvesiyle kabarmadan
annem ölmüş gibi yaktım
böyleymiş abarması insanın
bir başka insana dedim
ve kanımı hiç yadırgamadım tanrım
buğusu varken gözlerimde kaybın
böyle işte tanrım
böyle bir gondolu, böyle bir türküyü çaldım
ta Paris’ten Samatya ya

velhasıl kelam gizem-i müşrik
müşterek gönlümüzü tavaf eden başka meşgale
ve süt, şeffaf bir elma yuvarlayan dişlerim
kaybın neresinden dönerek kafi diyip
öfkeli tükürdüm tanrım affet
nimetinden sual olunmaz da zakkum ne diye
babam yaşıyor, annem ne diye

neyse ne diye idrakimden beter aşım
bu denli aç olmaktan pekte gafil
kanımı çiğnemiş olmaya başka federal
kapımı çalmadan beni yalnız bırakın
ben tabancasıyım atılacak olan
en masum ellerinden veledimin
bir başka derde meşk etmeden beni
rahat verin tanrım

ya aşkı müşerref bana bir kurdele tak
patronum kendini orta çağda sanıyor
ben ona değil sana biatim da
onun bunu bilmemesi gerekiyor anla
ve kelam zerk edince gönle kaçış zor
ben tövbe ettikçe umudumda uyuşuyor
uykumda görüşelim babam seni duyamıyor

ben çok denedim sadece sen ol
ama el alemin kızlarının gönlü var
benim de yepisyeni bir gece ıslaklığı
ve elektronik her şey görüyorsun tanrım
vesveselerle kulağım iltihaptan artık
ve ben seni bir süre terk etmekle imtihanım

gözlerim örtüdür bir şeylere
o şeyler bizi ışıktar bırakacak
hem de boğumuyken fecaatim
gözlerinin çeperine nurunun
bir yaş konacaktır öylesine
ve bu tanrım ve bu
sırtıma parabol kılan bu kapital
annemi aç koyanla aynı
köyümü göç bırakanla
nefretimi güdemiyorum tanrım
anlasana

Close