Yazar 18:01 Deneme 103

YAZ(Ş)ARKEN ARANAN VE BULUNANLAR

Uzun bir ara vermiş gibi hissediyorum yazmaya. Halbuki 10 gün kadar olmuş. Kafamı karıştıran, içimi sıkan, rahat ettirmeyen bir kaç insan ve iş var. Sanırım hem mental hem fiziksel olan bu yoğunluk, günlerimi uzattı.

İyiye gidip gitmediğimi anlayamıyorum. Eskisine nisbeten çalışıyorum ama sisteme yeterli gelmiyor ve tabi ki insanlara. Sürekli peşimde dolaşıp beni rahatsız eden, yalnız bırakmayan insanlar. Hepsi bilerek ve isteyerek yapmıyor belki. Bazıları susuyor, bazıları tavır değiştiriyor. Ben ise sadece etkilenmemek için belki odaklanmak için çabalıyorum.

Uzun zamandır onlara göre hareket etmek, konfor alanım dahilinde olduğu için doğal olarak beni zorluyor, bunun dışında kalmak. Bana güvenen bir kaç insanı da kaybetmiş veya üzere olduğumu sanıyorum. Başbaşa kaldım. Sevmek, sevilmek, değişmek gibi konular gündemimde.

Bazen hiçbir şey bana göre değilmiş ama aslında her şey bana göreymiş gibi hissediyorum. Evet dostlarım, yeni şeyler denediğim bu süreç benim için sancılı geçiyor. Bir haber bekliyorum. Güzel ve umut verici. Neden bilmiyorum her an birileri gelip hayatımı ve yaptıklarımı anlamlı hale getirecek gibi hissediyorum. Sonra  Azkaban Tutsağı’nda sözüm ona “patrona büyüsü “ile babasının kendini kurtardığını sanırken, sonunda kendini kurtardığını gören Harry Potter geliyor aklıma.

Elimden geleni ben yapmalıyım. Ne gerekiyorsa, kendim gibi yapmalıyım. Sinirli, agresif, hırçın, heyecanlı ve ümit kesmeyen ben, orta yolu bulmalıyım. Yazmak beni ne kadar rahatlatıyor. Ne yaptığımı görmek, ne düşündüğümü somutlaştırmak gibi. Sanırım devam etmeliyim, güne veya geceye. Belki de sanmıyorum, ilk defa eminim. Volkan Ayvazoğlu’nun da dediği gibi “olur da yeniden kayarsa ayağım kalkıp koşucam andım olsun”, diyorum. (Alıntı dolu bir yazı oldu. Varsın olsun.)

Herkesten önce kendime güvenmeliyim. İnsanların ağzından cımbızla bana inandıklarını duymaya çalışmayı bırakmalıyım. Sevgi çoğu zaman beklentiyi beraberinde getiriyor. Üzgünüm dostlarım, sizden önce kendimi dost edinmeyi unutmamalıydım. Benden bana olan hayat yolculuğumu yaşanabilir hale getirmem gerekiyor. Bunu başkasının eliyle değil, bildiğim tarzda yapmalıyım ki, sonra biz sana bu hayatı sunduk demesinler. Bazı kendini bilmezler.

Sunulan bile bana ait değil. Olan ve oldurulan bana ait değil. Yön vermek, gideceğim yeri seçmek sanırım bana ait olan tek şey bu. O zaman hayatta, kendini tanımayan ve nereye gittiğini bilmeyen kaybolur. Biliyorsam ilerliyorum demektir.

Sorumun cevabını yazarken buldum. Sıra senin kendi sorularına cevap vermene geldi. Teşekkürler Değerli Okuyucu, birlikte çok ilerleme kaydettik.

Close