Yazar 10:16 Deneme 103

YERSİZLİK

Yersizlik

Bizim kelimesini kullanabildiğim, verilen kararlardaki payımın yüksekliğinin birey sayısındaki azlıktan dolayı kaynaklanmadığını bildiğim tek kurum, toplumun en küçük ve bağımsız olmaya layık birimi olan ailedir.
Sadece aile içinde gelişen karar ve fikirlerin sahipliğini kabul edip “bizim” diyebilirim.
Bunca farklı kutbun menfaat uğruna bir arada bulunduğu fakat fikir ayrışıklığının tavandan değil de temelden sarstığı bu dünyada “bizim” diyebileceğimiz kadar fikrimizin payının önemsendiğini hiç sanmıyorum.
Kendimi sırtımla beraber yaslayabileceğim ideolojik bir sınıfın yoksunluğu sert bir kayıtsızlık sergilememin en büyük sebebidir.
İdeolojilerin gücü elde tutmak umuduyla var ettiği maddi ve manevi sığlığın gelecek kuşaklar için refahı destekler nitelikteki ümîtvârî nidaları beni yalnızca güldürüyor.
Sürüleşme furyasına, sorgusuzca benimsemelere veyahut belirlenmiş bir lider ardı sıra yürümek bana baştan aşağı yüzeysel ve kolaya kaçmayı meşru kılma eylemi gibi gelmektedir.
Bu benim fikrim.
Peki ben neyim ?
Hangi toplumsal sınıfın bir üyesiyim ?
Aslında İsmet Özel “Üç zor mesele” kitabının 61. sayfasında beni çok güzel tanımlamaktadır.
“Aklen malûl”. Yani bildiğiniz üzere kayıtsız bir deli. Deliliğini açığa kavuşturabilecek, sonradan deli olma biri olsa muhakkak şunu şiddetle söylerdi ;
“Aşırı ölçüde kayıt altına alınan ben, bütün bu kayıtları reddederek delirmiş bulunuyorum.”

Etiketler

Anti-kurumsallık veya anarşistlik yaftasını sürü üyelerince yememek imkansız gibi görünüyor. İşte bu durumda deliliğin getirisi umursamazlık davranışına başvurmak gerekebilir. “Aklen malûl” durumuna ulaşamayan sürü bireyleri, ne kadar sopa gösterirse göstersin ben sopamı saklamam.

Sıyrılma

Yaftaların rollerin ve sıfatların zaten arî ve saf bir amaç güttüğünü söylemek, liderlerin peşi sıra gelen sürülerin yönetimini kolaylaştırmak için ortaya attığı düzen sağlayıcı vecibeler değil midir ?
Amacım günlük okurlara hitap etmek değildir. Tüketilebilecek çerez şeyler yazdığımı da düşünmüyorum. Pof poflayıcı fıkralar ve denemeler ile okuyucunun fikirlerini desteklemek, arka çıkmak amacıyla yazmamaktayım. Fikirlerinizi beni okuyarak meşrulaştırmanıza veya doğru yanlış olarak nitelendirmenize de izin veremem. Vermem.
Düşüncelerin ve fikirlerin sınırlarının yaşanılan hayat doğrultusunda çizildiğini ve bir fikrin, dünyanın her yanında geçerli ve doğru olarak kabul görebileceğini söyleyecek kadar da ahmak değilim. Herhangi bir dayatma da söz konusu değildir. Delilik sebebi ile yadırganamayacağımı da iddia etmiyorum. Tek iddia ettiğim ve açığa kavuşmasını savunduğum şey; aidiyetsizlik hissinin fikirleri belli bir filtreden geçirmeden, kimseye hakaret de etmeden anlatılmasının meşru kılınması, kabul görmesidir. Her ne kadar geniş topluluklardan ve kurumsallıktan kendimi soyutlamaya, ayrıştırmaya çalışsam da ben bir insanım ve insanlık çatısı altında bulunduğumu biliyor ve kabul ediyorum.

Close